Haber

Ekrem İmamoğlu: Kılıçdaroğlu tüm CHP’lilerin adayıdır

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV’de yayınlanan “Yeni Sabah” programına konuk oldu.

“Tüm CHP’lilerin adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur” ifadelerini kullanan İmamoğlu, “Ama günün sonunda kararı verecek olan Altı Masa’dır” dedi.

Hiranur Vakfı’nda ortaya çıkan çocuk cinsel istismarı skandalıyla ilgili açıklamalarda bulunan İmamoğlu, “İlk din eğitimimi Kuran kursunda aldım. Trabzon’da. Örneğin ben çok iyi bir eğitim aldım. Rahmetli dedem doğru düzgün eğitim verdiği için yemeğini, şunu, şunu ilave ederdi. 5-6 yaşlarındayken gitmeye başladık. Bu şeyin kuralları var. Din eğitimi kurumlarının varlığından daha doğal bir şey yoktur. Yasak diye bir şey yoktur. Bunun kuralları, ilkeleri, alanları ve bir şey daha burada yapılanma… FETÖ’yü devlet içindeki yapılanmanın doğurduğunu bilmiyor muyuz?

İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:

MÜFREDAT NEDİR?: Bazı binaları elimizden aldık. Bakanlığın el koyduğu belgeler arasında bu sağlık kurumları da var. Son zamanlarda KİPTAŞ döneminde incelemeye başladığımız altı yapı tespit ettik. Kolay değil. KİPTAŞ bir bina inşa ediyor. Onu sana tahsis ediyor. X tarikatı, Y vakfı. İsimleri sıralamayacağım. 49 yıldır neden bu vakıflara veriyorsunuz? sorgusuz sualsiz Rapora giren numarayı söyleyeyim. 2 milyon lira. Kiralanması gereken binalardan alınan kira ise 100 bin civarında. Sanki bunu yapmaya istekli başka kurumlar var mı? Hiçbir varlıklı aile çocuklarını oraya göndermezdi. Maalesef bariz imkanlar sunamadığımız çocuklarımız oraya gidiyor. Bu yerlerin denetimleri ve burada verilen eğitimlerle ilgili müfredat nedir? Bunlar kontrol edilmelidir

SOYLU’NUN ‘TERÖRİST’ İDDİASINA TEPKİ: Bir belediyenin işi mi, yoksa terörle bulaşan birinin işi mi… Teröristi bulup kovuşturmak belediyenin görevleri arasında mı? İçişleri Bakanı’nın ortaya koyduğu dil maalesef 1000 yıla yaklaşan devlet geleneğimizi yerle bir ediyor. Polis, sen işini yapmıyorsun diyor. MİT sen de işini yapmıyorsun. Bir açıklama yaparsın, ayakkabının numarasını bildiğini söylersin, bir numarayı bir haftaya verirsin. Bir veya iki hafta geçer. İMMD’ye Meclis katında 557 terörist olduğunu söylüyorsunuz. İBB’de yaklaşık 88 bin kişi çalışıyor. 88.000 kişiyi zan altında bırakıyorsunuz. İBB’de Ekrem İmamoğlu’nu karalamak için ne yapılıyor? Bu bakan, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki utanç verici bir süreci yürütmektedir.

“LANET” DURUMU: Sana sakince söylemek istiyorum. Hangi tez olursa olsun, hangi duyum gelirse gelsin bu mahkemenin hakimlerine, Türk yargısının hakimlerine, savcılarına güvenmek istiyorum. Adalet hava ve su ile ilgilidir. Bugün yaşıyorsak bizi ayakta tutan adalettir. Önceki yargıcın deneyiminden bahsederek başlamalıyız. Bu mahkeme bu davaya bakmakla görevlendirilmiştir. Bu kişi hakkında aldığımız bilgilere ve argümanlara baktığınızda içinde her şey var, bir komplo var, bir tehdit var, tüm bu şüpheli süreci aydınlatmak gerekiyor. 7. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi bir yıl önce atanırken burada 1 yıl daha kalarak görevinden alındı, dayanaklara göre iki yıl daha burada kalması gerekirken? Üstelik eşinin özel bir durumu vardır. O da bu atamaya karşı çıkıyor. İkinci soru; Bu mahkemenin bulunduğu adliyede yüksek rütbeli savcı olan kişi, gönderilen hakime ‘İki yıldan fazla ceza gönder, siyasetten men edilirsin, seni başsavcı yaparız’ demedi mi? ağır hapishane nerede istersen’? Hâkim başka bir mahkeme başkanının sürgüne gönderilmesi örnek gösterilerek tehdit edilmiş midir? Kendisine söyleneni yaparsan ödüllendirileceğini mi teklif etti? Bu şikayetler yapıldı, avukatlar başvurdu, HSK göz yummadı ve yaşananlarla ilgili soruşturma açmadı. Çok ilginç! Şimdi az önce bahsettiğim bakanın sandıkta 700 terörist var iddiasıyla hani o dönemi çaldıkları için kampanya yürüttüler. Neredeler? Mahkeme sıfır ile sona erdi. Hiç kimse! Sözlerimi kimseden esirgemiyorum. YSK’lıların yanına dönüyorum, o dönemde 6 Mayıs’ta seçimi iptal eden YSK’lılara da diyorum ki ‘kendinize acımıyor musunuz?’ Bu milletin parasını çarçur ettin. Sırf bu iddialarla bir seçimi iptal ederek demokrasimize leke sürdünüz. Ben bu sözleri YSK’lılara söylüyorum. Sözümü tutuyor muyum? Haziran ayında seçimi kazandım. Peki bu aptalca cümle, ta Kasım 2019’da ne zaman söylendi? 7 ay sonra keyfim yerindeyken döneceğim, YSK’lılara hakaret edeceğim! Peki arkadaşlar ‘Sözlere bakarım adama bakarım adammıdır’ diyerek başlıyorum cümleme ve bana salak diyenin hakaretine karşılık veriyorum. İçişleri Bakanı bana aptal dedi. İçişleri Bakanına söyledim. Bunu dile geri getirdim. Ben de bunu söyledim. O zaman avukatım bana savcının tavrını anlatıyor, ‘Bundan bir şey çıkmaz’ falan diyor. Daha acı bir şey söyleyeceğim; 4 Kasım’da bu sözü bakana iade ediyorum, dava ne zaman açılır biliyor musunuz? Tam 20 ay sonra! O gün davayı iptal edenlerin kimler olduğu belli. Siyasi irade. Bu kadar ağladığını söyleyen bakan ve amiri siyasi iradedir, bu davayı açan da siyasi iradedir. (Sizi bu davayla siyasi olarak banlatabilirler mi?) Aslında kazanacağız ama milyonlar fark yaratacağız. Ben sorun değilim. Biz biriz. Ulus İttifakı bir. Bugün Ekrem İmamoğlu’na bir ceza vermekle, başka bir cezaya çarptırılmak arasında fark yok. Yargının siyasetin bir aleti olduğuna inananlar, bunu görenler öyle bir tokat atacak ki bir daha yerden kalkamayacaklar. Bire bir olacak, iki katına çıkacak. Ama istemiyorum. 13 bin oyda da söylediğim gibi ben böyle bir siyasi kazanç istemiyorum kanaatimce.

TAKSİ GEREK YOK DEMEKTİR İŞ DEĞİLDİR : Gerçekten kamuoyunun ve sizin bize büyük katkınız oluyor. Çünkü bu 1803 dolmuşun ve 320’den fazla minibüs taksinin taksiye dönüştürülmesinin tek sebebi kamuoyu baskısıdır. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? Hiç ölçtürmediler, oylarına etkisi oldu, evet dediler. Baktıkları tek pencere oy sorunu ve kamuoyu baskısı. Hepsi oy mu? Oy için her yol adil mi? Bu şehrin nüfusuyla kıyaslandığında, dünyadaki örnekleriyle kıyaslandığında, taksi sayısına baktığınız zaman 20 yıl önceki taksi sayısı ile birebir aynı, ancak nüfusuna göre iki katına çıkmış bir İstanbul var. o gün. Bir de taksiye ihtiyacın olmadığını söylüyorsun. Bu olmayacak. Bu süreci yönetmek için sadece UKOME ayarlarıyla oynadılar. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı da şunu kabul etti; ‘UKOME’u uygun şekilde değiştirdik. Değişmeseydik, Allah bilir UKOME aracılığıyla İstanbul’a ne korkunç şeyler yapacaklardı.’ Hayır, yapacağımız yeterli saldırıları engellemek için. Peki kaybeden kim? istanbul halkı (İsmail Küçükkaya: Acı çekiyorum) İnsanlar çıldırıyor artık, dinlemekten bıktım artık. Buradaki en kötü durum temiz taksicilerime iftira atılmasıdır. Taksici esnaflığı onurlu bir meslektir. Bir süreliğine aynı odayı paylaşmak üzeresiniz. Bütün ahlakıyla sizi bir yerden bir yere götüren esnaflar var. İnanın 50 işlem deniyoruz. Çözdük dedi Sayın Başkan. Minibüs şoförleri de çiçek almak için yanına gitti. Bu taksi sorununda bağıran karşı taksiciler odasının liderinin başkanın telaffuzundan sonra şu sözünü duydunuz mu? Cümle yok. Neden biliyor musun? Siyasi işbirliği! Taksiciler Odası Başkanı taksici esnafını temsil etmez. Taksi sahibi vatandaşlarımız ve taksici esnafımızla yapabileceklerimiz ve yapamayacaklarımız!

ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARINA KARŞI: Çok farklı bir zihin. alçakgönüllülük mü dedin? Alçakgönüllülük kişiliği devredeceğimi mi söylüyor? Ne aktarıyorsun? Biz monarşiyle değil, cumhuriyetle yönetiliyoruz. Vereceğim sözü bile o tevazu ile örtüşmeyen bir tanımdır. 86 milyon kişi yetki veriyor ve alıyor. Yorgun ve gitmek istediğini söylüyor. Minnettar milletimiz onu da gönderecektir. Vedalaşacak, gidip dinlenecek. O yorgun. Fiziksel olarak da yorgun olduğunu gösterir. Milletimiz onun bu hissini dikkate alacak ve onu 4 yıl daha yormayacaktır, merak etmeyin. Allah’ın izniyle, dinlenelim, yoruldun diyecek. Koşma gücü kuvvetli Türkiye Cumhuriyeti’nin milletine hizmet etmesi, yarattığı açıkları kapatması, bu ülkenin gerçek bahislerine odaklanması, 6 yaşındaki çocuklarımızı düşünmesi, gençlerini hazırlaması gerekiyor. gelecek için ve bu zamanı, yani dünyanın birçok anını, Türkiye Cumhuriyeti bu zamanı kaybetmesin diye, yeteneklerinin en üst düzeyde kaybetti. Taşıdığı sürece hazırlayacaktır.

ALTILI TABLODAN ÇIKIŞ KARARININ EN YÜKSEK ÇALIŞAN BABASIYIM: Meclise çıkan her bakan düşman ilan ediyor. Özgür Özel, TOGG hakkında güzel şeyler söyledi. ‘Bu milletin neredeyse yüzde 60’ını alarak TOGG’u milli ve yerli ilan etme çabasını nasıl gösteriyorsunuz? Bir ürün hepimizin, yapmayın yanlış yapıyorsunuz. Çok güzel bir giriş yaptı. Çıkan her bakan aynı dili kullanıyor. Giden bakan, trolün lideri gibi. Onlardan kurtulmak için kazanmak zorundayız. Diyorum ki, çok şükür sağlıklıyım, inançlıyım ve bu omuzların her türlü ağırlığı taşıması konusunda kararlıyım. Bu yüzden Altı Masa’dan çıkma kararında ön saflarda koşan en çalışkan asker benim. Ülkeyi ayağa kaldıracak argüman bu olsa gerek. (İsmail Küçükkaya: Bunu konuşmak çok doğal. İktidar bir yerde bunu istedi. İşte aday kim, İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun arası kötü olsun…) O şahısları tartışmaya açmak çok yanlış. O tartışmanın modülü olan arkadaşlarımız da yanlış yolda. Varsa bazen çıkıp basında konuşurlar. (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort